Beyin tümörleri tüm tümöral hastalıkların yaklaşık %5’ini oluşturur. Çeşitli tipte beyin tümörleri vardır. Bazı beyin tümörleri iyi huylu-yavaş gelişen-düşük gradlı (benign), bazı beyin tümörleri ise kötü huylu-üreyebilen-yayılabilen-yüksek gradlı (malign) karakterdedir. Beyin tümörleri kafatası içi (beyin-beyincik-beyinzarı-sinirler vs) yapılardan gelişen tümörler (primer beyin tümörleri) veya vücudun diğer organlarından kan veya komşuluk yoluyla kafatası içine yayılan tümörler (sekonder veya metastatik tümörler) olabilir.
Çocuklarda görülen beyin tümörleri daha çok beyin alt kısmı ve beyincik bölgesi (infratentoryal) yerleşimlidir.
Yetişkinlerde ise beyin üst kısım bölgesi (supratentoryal) yerleşimlidir.
Çocuklarda en sık görülen tümörler beyin sapı, beyincik ve göz siniri gliomları, doğumsal kökenli kraniofaringioma ve teratomalardır.
Yetişkin ve orta yaşlarda beyin dokusundan gelişen glial tümörle, beyin zarı kökenli meningioma, sinir kılıfı kökenli akustik nörinom ve hipofiz bezi tümörleri sık görülür.
İleri yaşlarda diğer organlardan beyine yayılan metastatik tümörler çoğunluktadır.
Beyin Tümörlerinin Belirtileri
Beyin tümörleri, beyindeki yerleşim yerlerine, cinslerine ve büyüklüklerine göre değişik bulgular verirler. Baş ağrısı, bulantı, kusma, kafa içi basınç artışı bulguları en sık görülen belirtilerdir.
- Sabahları kötüleşen ve gün içinde devam eden baş ağrısı,
- Nöbetler,
- Bulantı-kusma,
- Kol ve bacaklarda his kaybı ya da kuvvetsizlik,
- Yürüme güçlüğü, denge bozukluğu
- Görmede değişiklik ve/veya anormal göz hareketleri,
- Uykusuzluk,
- Kişilik ve hafıza değişiklikleri
- Konuşma değişiklikleri
Bu değişiklikler beyin tümörlerinde olduğu gibi başka bir probleme bağlı olarak da oluşabilir
Beyin Tümörlerinin Tanısı
Öncelikle şikayetlerin ayrıntılı olarak sorgulanması, aile öyküsü ve tam bir fizik muayene gereklidir. Genel muayeneden sonra ayrıntılı bir “nörolojik muayene” de yapılmalıdır. Uykusuzluk olup olmadığı, kas gücü, kasların koordine hareketleri, refleksler ve ağrıya yanıt incelenmelidir. Göz hareketleri de ayrıntılı bir şekilde incelenmelidir. Fizik ve nörolojik muayenenin sonucuna bağlı olarak aşağıdaki “radyolojik muayene”lerden biri veya birkaçı istenebilir:
Beyin Tümörü Tetkikleri
- Bilgisayarlı beyin tomografisi,
- Manyetik rezonans görüntüleme (MR)tetkiki, MR-anjiyografi, MR-Spektroskopi, Diffüzyon MR, Fonksiyonel MR, MRTraktografi
- Serebral anjiografi,
- Pozitron emisyon tomografi (PET), SPECT
- Elektroensefalografi (EEG)
Beyin Tümörlerinin Tedavisi
Beyin tümörünün tedavisi birçok faktöre bağlıdır. Beyin tümörünün tipi, yerleşim yeri, tümörün çapı, hastanın yaşı ve genel sağlığı; tedavi yöntemini seçmede önemlidir. Tedavi yöntemi ve uygulama şekli çocuk ve erişkin hastalar için farklıdır.
Beyin tümörlerinin tedavisinde; “Cerrahi”, “Radyoterapi”, ve “Kemoterapi” kullanılabilir. Cerrahinin tipine, tümörün çap ve yerleşim yerine göre karar verilir. Radyoterapi yüksek enerjili ışınlar kullanılarak kanser hücrelerini öldürür. Antikanser ilaçlarının kullanılmasına ise Kemoterapi denir. Bu tedavi yöntemleri bazı hastalarda ayrı ayrı, bazı hastalarda ise birlikte kullanılır.
Beyin tümörlerinin tedavi ekibinde; beyin cerrahı, “radyasyon onkoloğu”, “medikal onkolog”, fizik tedavi uzmanı, konuşma terapisti ve diyetisyen bulunmalıdır.
Tedaviye başlamadan önce, hastalara beyin ödemini önlemek amacıyla “steroid”, nöbetleri önlemek ve kontrol etmek için “antikonvülzan” ilaçlar verilir. Beyin su yollarında tıkanma emilim bozukluğu veya artışa bağlı beyin su yollarında genişleme demek olan Hidrosefali varsa, şant takılabilir.
Beyin Tümörlerinin Cerrahi Tedavisi
Beyin tümörlerinin tedavisinde öncelikle kullanılan yöntemdir. Amaç normal beyin dokusuna hasar vermeden tümörün tamamının çıkarılmasıdır. Tümör mümkün olduğunca çıkarmalıdır. Bu amaçla mikrocerrahi teknik, endoskopi, haritalama, uyanık cerrahi, navigasyon gibi cerrahiye destek teknolojik yöntemler tümörün yeri ve konumuna göre ek olarak kullanılabilmektedir.
Ancak, tümör, beyin dokusunu hasara uğratmadan çıkarılamıyorsa, bir miktarı bırakılabilir. Patolojik tanı için, tümörün kitle etkisi nedeniyle artmış kafa içi basıncını azaltıp buna bağlı bulguları düzeltmek için ve tümörün boyutunu mümkün olduğu kadar azaltarak diğer tedavi yöntemlerinin etkisini arttırmak amacıyla kısmi tümör çıkarılması yapılabilir. Tümörün bir parçanın çıkarılması bile beyindeki basınç belirtilerini geriletir ve kalan kısım radyoterapi ve/veya kemoterapi ile tedavi edilebilir.
Biyopsi
Biyopsi ile tümörün çok küçük bir parçası alınarak patolojik tanı konulabilir ve tedavi şeklinin seçilmesine yardımcı olur.
Beyin Tümörlerinde Radyoterapi
Radyoterapi, güçlü radyoaktif ışınlar yardımıyla kanser hücrelerinin hasara uğratılması ve büyümesinin durdurulmasıdır. Bu tedavi, beyin tümörlerinde cerrahinin yerine kullanılmaz. Genellikle cerrahi sonrasında kalan tümör dokusunun tedavisi için veya cerrahi yapılamıyorsa kullanılır.
Eksternal radyoterapi: Büyük cihazlar yardımıyla dışardan verilen ışın tedavisidir. Haftada 5 gün olmak üzere 5-6 hafta verilir. Tedavi şeması, tümörün tipi ve çapına ve hastalığın yerleşim yerine bağlıdır.
Brakiterapi: Tümörün içine direkt olarak, radyoaktif madde konularak yapılan tedavidir. İmplant kısa süre için ya da kalıcı olarak beyinde bırakılır. İmplant, her gün bir miktar ışın vermek yoluyla tedavi eder.
Stereotaksik radyoşirürji: Özellikle küçük ve derinde yerleşmiş tümörlerde uygulanan bir yöntemdir. Tümörün yeri, CT veya MR ile tespit edildikten sonra farklı açılarla ve çok sayıda ışın hedef noktada odaklanacak şekilde verilerek yapılan tedavi şeklidir.
Beyin Tümörlerinde Kemoterapi
Kemoterapi, kanser hücrelerinin ilaçla öldürülmesidir. Bir veya birden fazla ilaç birlikte uygulanabilir. Genellikle, ağız yolu, kas içine veya damar yolu ile verilir. Kemoterapinin, beyin omurilik sıvısı içine direkt olarak verilmesine ise “Intratekal kemoterapi” denir.
Kemoterapi, genellikle kürler halinde ve 21-28 günde bir tekrarlanarak uygulanır. Hastanın kemoterapi alıp alamayacağına, alacaksa kaç kür alacağına, tümörün tipine, hastanın yaşına ve genel durumuna bakılarak karar verilir.
Kanser tedavisinde, sadece tümör hücreleri değil, bazen sağlıklı hücreler de tahrip olabilir. Bu nedenle hastaların çoğu tedavi sırasında hoşa gitmeyen yan etkilerle karşılaşırlar. Yan etkiler; tedavinin tipine ve tedavi edilen bölgeye göre değişir ve kişiye göre farklı olabilir. Hastanın doktoru yan etkileri en aza indirecek tedavi planını seçer. Bu yan etkiler, genellikle tedavinin bitmesi ile sona erer.
Cerrahi tedavi sırasında; normal beyin dokusunun da hasarlanmasına bağlı olarak, güçsüzlük, koordinasyon bozukluğu, kişilik değişmeleri, konuşma ve düşünme güçlükleri olabilir. Hastalar nöbet geçirebilir. Cerrahiden hemen sonra yan etkiler kötüleşir, ancak ilerleyen günlerde kaybolur.
Çocuk hastalarda radyoterapi; öğrenme güçlüğü, görme bozukluğu, büyüme-gelişme geriliği yapabilir.
Belli Başlı Beyin Tümörleri
Glial tümörler: Glial tümörler, beyin tümörlerinin %45-50’sini oluşturur. Beynin destek hücreleri olan glial hücrelerden oluşurlar. Beyin içine infiltredirler. Sınırları belirgin değildir. Astrositom, Glioblastom, Oligodenrdrogliom, Ependimom gibi farklı patolojik türleri bulunabilir. Patolojik evreleme tedavide önem taşır. Bunlardan Glioblastom lar (GBM) vücudun en malign (kötü huylu) tümörlerindendir. Tüm glial tümörlerin %40-50’sini oluşturur. 50-60 yaşlarda sıktır. Hızlı büyüme gösterirler.
Meningiomlar: Tüm intrakranial tümörlerin %20’sini oluştururlar. En sık 40-60 yaşlarda görülürler. Kadınlarda 2 kat daha sıktır. Meningiomalar araknoid yapı tabir edilen örümcek ağsı yapılardan köken alır. Benign (iyi huylu) tümörlerdir. Bası etkisiyle bulgu gösterirler. Yerleşim yeri önemlidir. Kaidede ve beynin hassas kısımlarında yerleşik olanlar tehlike içerir.
Hipofiz Tümörleri: Tüm intrakranial tümörlerinin %5’ini oluşturur. Hipofiz bezi ön lobdan kaynaklanırlar (nörohipofiz tümörleri nadirdir) ve genellikle benign karakterdedir. Baş ağrısı, göz sinirine bası oluşturarak görme alanı kayıpları, aşırı hormon salgılama etkileri veya hipofiz bezini baskılamasıyla endokrin bozukluklar oluşturabilir.
Sinir kılıfı tümörleri: Tüm intrakranial tümörlerin %6’sını oluşturur. Beyinden çıkan sinir kılıflarından köken alırlar. Vestibüler schwannom Vestibuler (duyma-içkulak denge) sinirin kılıfından köken alır. Benign dir. Kadınlarda sıktır. Başağrısı, duyma kaybı, dengesizlik, yüzde uyuşma ağrı, yüz felci, karşı vücut yarımında felç yutma güçlüğü bulguları gösterebilir.
Metastatik Tümörler: Tüm beyin tümörlerinin %30’unu oluşturur. Herhangi malign tümör beyine metastaz yapabilir. En sık malign melanom, AC, meme, kolon ve böbrek kanserleri beyine metastaz yapar. %50 metastazlar multipldir.
Beyin Tümörlerinin Risk Faktörleri
Yaş: Beyin tümörleri her yaşta görülebilirse de genel olarak yetişkin ve ileri yaşlarda daha sık görülür. Bazı tümör cinsleri ise daha çok çocukluk çağında görülür.
Kimyasal maddeler: Solventler, böcek öldürücüleri, petrol yan ürünleri, toksik maddelerin beyin tümörü gelişim riskini arttırdığı bilinmektedir.
Radyasyon: Yüksek dozda radyasyona maruz kalmak beyin tümör riskini arttırmaktadır.
Elektromanyetik alanlar: Yüksek gerilim hatları, baz istasyonları, cep telefonları, mikrodalga fırınlar, vs gibi yüksek elektromanyetik etkilere uzun süre maruz kalmanın beyin tümörü oluşum riskini arttırdığı düşünülmekle beraber henüz tam olarak kanıtlanmamıştır.
Genetik faktörler: Bazı beyin tümörü cinslerinin bazı genetik geçişli hastalıklarla (Örneğin, nörofibramatozis, tüberoskleroz, Von Hippell Lindau hastalığı, Turcot sendromu vs gibi) ilişkili olduğu saptanmıştır.
N-Nitroso ürünler: İşlenmiş bazı gıdalarda bulunan nitrit ve nitrat içeren ürünler, sigara, bazı kozmetikler vs’nin risk oluşturduğu düşünülmektedir.
Enfeksiyon, virüs ve allerjenler: Epstein-Barr virüsü, Sitomegalovirüs gibi virütik ajanların bazı beyin tümör oluşumunda rolleri saptanmıştır.